Dünyada her yıl 300 bin, Türkiye’de ise yaklaşık 3 bin 500-4 bin çocuğa kanser tanısı konulduğu, hastalığın görülme sıklığı açısından löseminin birinci, beyin tümörlerinin ikinci, lenfomanın ise üçüncü sırada yer aldığı belirtildi.
Ankara Etlik Şehir Hastanesi Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Şule Yeşil, 15 Şubat Çocukluk Çağı Kanser Günü dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hücrelerin anormal şekilde kontrolsüz çoğalmasının kanser olarak isimlendirildiğini söyledi.
Kanserlerin, erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda görüldüğünü belirten Yeşil, dünyada her yıl 300 bin, Türkiye’de ise yaklaşık 3 bin 500 ila 4 bin çocuğa kanser tanısı konulduğunu bildirdi.
Yeşil, “Dünyada ve Türkiye’de çocuklarda en sık görülen kanserler arasında birinci sırada lösemi görülürken, beyin tümörleri ikinci ve lenfoma üçüncü sıradadır. Lösemi, çocukluk çağı kanserlerinin yaklaşık yüzde 30’unu oluşturuyor.” bilgisini verdi.
Son yıllarda tanı ve tedavide kaydedilen gelişmeler sayesinde çocuklarda kanserin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirten Yeşil, özellikle gelişmiş ülkelerde tedavide başarı oranının yüzde 80’in üzerinde gerçekleştiğini söyledi.
Türkiye’de ise tedavi başarı oranının yüzde 70’leri bulduğunu aktaran Yeşil, “Tedavide başarıyı etkileyen en önemli etkenlerden biri erken teşhistir. Erken teşhis edilerek tedavisi başlanan hastalarda tedavi başarı oranları daha da artmaktadır.” diye konuştu.
Kolay morarma, karın şişliği, kansızlık gibi belirtilere dikkat
Doç. Dr. Şule Yeşil, erken teşhis için bazı belirtiler açısından ebeveynlerin dikkatli olmaları ve doktora başvurmaları gerektiğine işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çocukluk çağı kanserlerinde bu belirtiler, açıklanamayan kilo kaybı, kemik ağrısı, yürümeye başlamış olan çocuğun yürümeyi reddetmesi, halsizlik, yorgunluk, kansızlık, son dönemde sık enfeksiyon ve iyileşmeyen enfeksiyonun görülmesi, kolay morarma, karın şişliği, vücudun herhangi bir yerinde ele gelen şişlik şeklinde olabilir. Bu belirtilere karşı duyarlı olunmalıdır.
Bunun yanı sıra boyunda, koltuk altında, kasık bölgesinde ele gelen bezeler, özellikle sabahları olan şiddetli baş ağrısı ve eşlik eden fışkırır tarzda kusma, son dönemde olan kişilik değişiklikleri ve okul başarısında düşme, yürüme bozukluğu, denge problemleri, göz bebeğinde parlaklık, gözde kayma ve çift görme de çocukluk çağı kanserlerinin belirtileri arasındadır.”
Bilimsel çalışmaların, çocukluk çağı kanserlerinin görülme sıklığının erkeklerde kızlara oranla bir miktar daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu anlatan Yeşil, farklı yaş gruplarında ise farklı kanser türlerinin görüldüğünü dile getirdi.
Yeşil, “İlk 5 yaşta embriyonel tümörlerle (karın içi ve beyin tümörleri sık karşılaşılıyor. Özellikle ilk bir yaşta karında şişlik halinde dikkatli olunmalı ve hastaneye başvurulmalı. Bunun dışında 1-4 yaş arasında lösemiler öne çıkıyor. Bu durumda çocuklarda aşırı yorgunluk, kemik ve bacaklarda ağrı olduğunda hekime başvurulmalı. Yine 0-20 yaş arasında lösemiler ve lenfoma görülme sıklığı artıyor. Bu yaş grubunda lenfoma bulguları açısından lenf bezindeki büyümeler de hekim tarafından takip edilmeli.” dedi.
Bu hastalıkların tedavilerinde ise kemoterapi, radyoterapi, cerrahi, kök hücre nakilleri veya bunların kombinasyonunun kullanıldığını belirten Yeşil, son yıllarda birçok kanser tedavisinde kullanılmaya başlanan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi esasına dayanan immünoterapinin de tedavi seçenekleri arasında yer aldığını kaydetti.